Dişi Üreme Sistemi Atlası
ÖNSÖZ
Dişi üreme sistemi atlası, uzun süre emek sarf edilerek hazırlanmıştır. Bu çalışmanın; Tıp, Diş Hekimliği, Sağlık Hizmetleri alanlarında çalışanların, Biyoloji ve Veteriner öğren^; çilerinin ayrıca; yüksek lisans ile akademisyenlerin de kullanabilecekleri bir el kitabı olması arzulandı.
Bu atlasın içinde ışık mikroskobu, elektron mikroskobu, scanning EM olmak üzere 202 adet şekil, 19 adet çizime ve ayrıca 8 adet prenatal ve 33 adet IVF ile ilgili olmak üzere; toplam 262 görüntüye yer verilmiştir. Bunların büyük çoğunluğu öz katkılardan oluşmaktadır. Bu durum atlasın değerini daha da arttırmaktadır.
Elektronmikroskobu; hücrenin hudutlarını belirlediği ve içindeki yapıların şekli, fonksiyonu, davranışı ile bir düzenin parçası olduklarını göstermektedir. Henüz hücrenin mole-küler düzeyde mekanizması ortaya konmuş değildir. Elektronmikroskobun objektifinden hücreye bakmak, evrenin küçük bir kısmını tanıma imkanı bulabilmek demektir.
Tek hücrenin yaratıcılığına olan hayranlığım, bilmediklerimizin bilinenler yanında ne kadar çok olduğunu hatırlatmasıdır. Tek hücreden bütüne ulaşabilmenin ne kadar zor ve mükemmel olduğu bir gerçektir.
Vücudumuzdaki trilyonlarca hücre bir merkezden idare edilmekte, kendi aralarında iş bölümü, işbirliği, uyum ve dayanışma içinde olmaktadır. Bu düzenin korunması ve devam etmesi için hücreler arası bir yönetimin bulunduğu kabul edilmelidir.
Hücre dilinden anlayabilmek için onun organel ve inklüzyonlarının ne işe yaradığının ve birbirleriyle olan iletişiminin nasıl olduğunun anlaşılması gerekir. Her doku veya organın hücreleri kendi dilleriyle konuşur ve anlaşırlar. Bu durum bütünün fonksiyonlarını oluşturabilmesi için gereklidir. Bu bakımdan her canlıya sadece yalın gözle bakmamak, ona bu durumuyla hayranlık duymak, saygı ile yaklaşmak gerekir.
Dişi üreme sistemi atlası, dişi üreme sisteminin gelişiminden başlayıp erişkin olana kadar görülebilecek safhaların bir dizisini içermektedir. 21. yüzyılın süratli teknolojik gelişimi sağlık alanında da mucizeler yaratmaktadır. Tıbbın bilinmezleri arasında yer alan embriyo ve fetusun gelişimi için daha çok uzun yıllar çalışılacağı düşünülmektedir.
Ayrıca bu atlasa genetik ve invitro fertilizasyon konusunda da destek verilmiştir. Okuyucuyu bu konularda da düşündürmek ve bir kapı açmayı amaçlamak ilke edinilmiştir.
Bilimin gizleri bizleri bitmez tükenmez hayallere, kurgulara, düşlere götürmeye devam edecektir. Bu bilinmezler dünyasındaki gezinti, bulunabilecek cevaplarla aydınlık yollar açacaktır. Bilimin gücünü bizlerle paylaşan okuyuculara teşekkür ederim.
Bardağı dolduran son damla olmasak da suyun tek bir molekülü olmayı düşünerek çıktığımız bu yol, bilime duyduğumuz saygının ürünüdür.