Göz ve Görme
Göz ve Görme
Bugüne kadar bir göz doktoru olarak binlerce kişinin gözünü muayene etmişimdir. Çalışmaktan yorulduğum ve bunaldığım çok günler yaşamışımdır. Bıkıp bu mesleği bırakmak istediğim günler olmuştur. Ancak bir an vardır, beni hep dinlendirmiş ve mutlu etmiştir. İşte o an, hastayı biyomikroskop denilen muayene cihazına oturtup gözün arkasını gördüğüm andır. Görme sinirini ve oradan çıkan damarları gördüğümde, hele bir de o damarların nabzını yakaladığımda elde ettiğim mutluluk anlatılır bir şey değildir. Hani bir elektronik dükkânına gidersiniz, orada çoğu kimsenin almaya güç yetiremediği dev bir üç boyutlu televizyonun karşısına geçersiniz ve özel gözlüğüyle izlemeye başlarsınız da acayip bir haz duyarsınız ya! İşte ondan kat kat daha fazlası... Benim gibi aciz göz doktorları işte bundan zevk alıyorlar. Yine de bu hazzı bile yaşamaktan aciz diğer göz doktorlarına baktıkça kendimi şanslı hissediyorum. Asıl görebilene ve zevk almak isteyene daha çok malzeme var. O kirpiklerin yay gibi kıvrılarak uzamasından gözün yüzeyinde bulunan damarların içinden alyuvarlar ve akyuvarların akışının izlenmesine, iris denilen gözün renkli kısmının o eşsiz manzarasından farklı şiddette ışığı gördüğünde göz bebeğinin verdiği tepkilere, merceği yerinde tutan yüzlerce incecik liften göz içi sıvısının salgılandığı muhteşem yapıya kadar... Daha fazla bunlardan bahsedip içinizi çektiğimin farkındayım. Maalesef çoğunuz bunları görme şansına sahip olamayacaksınız. Ama o kadar bencil de olmadığımı bu kitabı okuyarak anlamış olacaksınız. Pek çok hastamdan duymuşumdur, derler ki "kör olmaktansa ölsem daha iyi!” İnsanlar, gözlerine ve görmeye işte bu kadar önem veriyorlar. Peki, bu kadar önem verdiğimiz bir yapıyı ve işleyişini ne kadar biliyoruz? İşte bu kitapta gözlerimizle ilgili olarak toplum tarafından bilinmeyen, ama merakla okunacağını tahmin ettiğimiz konulara yer verilmiştir. Merak gidermenin ötesinde, kullanılan terminoloji ve hastalıklard